Hidrojen enerjisi ve yakıt hücresi sistemleri konusunda yenilikçi çözümler geliştiren GNZ Enerji, kendi yakıt hücre sistemlerini geliştiriyor
Önce ülkemize sonra da dünyaya katma değer sağlayacak ürünler geliştirme amacıyla yola çıkan ve en büyük hayalinin yerli teknolojiyle geliştirdikleri yakıt hücresi sistemlerini dünyaya duyurmak olduğunu söyleyen kadın girişimci Doç. Dr. Gamze Karanfil Kaçmaz, başarı hikâyesini bizimle şu şekilde paylaşıyor:
Merhabalar sizi tanıyabilir miyiz? Akademik altyapınız, sektör geçmişiniz ve ilgi alanlarınız nelerdir?
Kimya mühendisiyim, doktoramı ise makine mühendisliğinde tamamladım. 2012 yılından beri Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi Enerji Sistemleri Mühendisliği bölümünde akademisyen olarak görev yapmaktayım. GMZ Enerji Sistemleri’nin kurulumundan itibaren çalışmalarıma firma projeleri üzerinden devam etmekle birlikte Mayıs ayı başından itibaren Eskişehir Teknik Üniversitesi’nde doktora sonrası araştırmacı olarak çalışmaya başladım.
Çalışmalarınıza ilk adımı ne zaman attınız?
2009 yılında başladığım hidrojen enerjisi ve yakıt hücresi çalışmalarımı laboratuvardan çıkarıp katma değerli ürün haline getirme hayaliyle GMZ Enerji Sistemleri’ni 2021 Kasım ayında TÜBİTAK 1512-Girişimcilik Destek Programı ile kurdum. Bu yola uzun yıllardır edinmiş olduğum bilgi birikimini uygulamaya dönüştürebilmek amacıyla çıktım. Hâlihazırda var olan cihazlarla ve sistemlerle yaşanmış problemleri kendi çözümlerimizle geliştirmek ve pazara kazandırmak en önemli hedeflerimizden. Bir buçuk yılı aşkın bir süredir de firmamız faaliyetlerine bu yönde yoğun bir biçimde devam ediyor. Özellikle enerji alanında uzmanlığa sahip olan ve çalışan kadın sayısının azlığını bildiğim için çalışan seçiminde kadınlar önceliğimiz. Şu anda bir elektrik-elektronik mühendisimiz olmakla birlikte, iki adet daha çalışan alımı için görüşmelerimiz devam ediyor.
Çalışmalarınızda neler üretiliyor/yapılıyor?
Firmamızın kuruluş amacı hidrojen gazından elektrik enerjisi elde edilen yakıt hücresi sistemlerini geliştirmek. Benim uzmanlık alanlarımdan biri ise bu sistemlerin kalbi olarak tanımlanan membranlar üzerine. Membran deyince okuyucuların aklında farklı ürünler canlanabilir. Tanımlamak için su arıtma cihazlarında kullanılan iyon değişim membranlarını örnek verebilirim. Bu noktada geliştirdiğim membranları daha yüksek performanslı hale getirmek için iplik (fiber) formunda üretim gerçekleştiriyorum. İstediğimiz özellikte ve fiber membranlar elde edebilmek için de çalışmalarımıza bu membranları üretebileceğimiz cihazı (elektrospin) geliştirmekle başladık. Aslında elektrospin cihazı satılıyor ama bizim ihtiyacımız olan ürünü üretebilmek için geliştirilmesi gereken bileşenler vardı, biz de yola bu kendi üretim sistemimizi geliştirmekle başladık. Yapmış olduğumuz çalışmalar neticesinde bir de patent başvurusunda bulunduk.
KOSGEB ile nasıl tanıştınız? Hangi desteklerden faydalandınız?
Şirket kurduktan sonra alabileceğimiz destekleri araştırırken KOSGEB’in birçok destek programından da yararlanabileceğimizi gördük. Kendime İleri Girişimcilik Eğitimleri’ni de tamamlayıp bir altyapı oluşturmuştum. Öncelikle İşletme Geliştirme Programı’na başvurduk ve kabul aldık. Hatta patent başvurumuz için desteğimizi bu programdan sağladık. Sonra da Ar-Ge, Ür-Ge ve İnovasyon Destek Programı’na başvurduk ve bu programdan da destek aldık, projemiz hala devam ediyor. Hem çalışmalarımızın devam etmesinde hem de diğer kurumlara yaptığımız proje başvurularında KOSGEB’den destek almış olmanın avantajlarını yaşadığımızı rahatlıkla söyleyebilirim.
Aldığınız destekler ile yapacağınız projelerden bahseder misiniz?
Ar-Ge, Ür-Ge ve İnovasyon Destek Programı kapsamında devam eden projemizde akıllı ve yenilikçi alt bileşenlere sahip elektrospin cihazı geliştirmeyi hedefliyoruz. Buradaki amacımız istediğimiz özelliklerde nanofiber membranları tekrarlanabilir şekilde üretime olanak sağlayacak cihazın bileşenlerini geliştirerek üretmek. “Peki, bu cihaz bize ne sağlayacak?” diyebilirsiniz. Fiber malzemeler maskelerden atık su arıtımına, li-ion pillerden koruyucu giysilere, ilaç salınımlı yara bantlarından savunma sanayi ürünlerine kadar birçok alanda kullanılabiliyor. Bu malzemeler yapıları gereği daha iyi mekanik dayanıma, daha uzun çalışma ömrüne ve daha yüksek performansa sahip olma avantajlarına sahipler. Daha da önemlisi bu özellikleri üretim şartlarının değiştirilmesiyle istenilen şekilde değiştirilebiliyor. Geliştirmeyi hedeflediğimiz elektrospin cihazında ise en büyük problem standart ve tekrarlanabilir üretim sağlamanın zorluğu. İşte bu noktada hedefimiz bu sorunları ortadan kaldıracak alt bileşenler ile elektrospin cihazını daha da etkin bir hale getirebilmek ve nihayetinde istediğimiz özelliklerde fiber malzeme üretecek bir sistem elde etmek.
Ayakları üzerinde duran bir kadın girişimci olarak özellikle çalışma hayatında zorluklarla karşılaştığınız durumlar oldu mu? Bunları nasıl aştınız?
Yaklaşık 14 senedir bu alanda araştırmalar ve çalışmalar yapıyorum. 11 senedir de akademisyen olarak işin tam kalbindeyim. Yıllardır akademisyen olarak katıldığım her toplantıda, sunduğum her çalışmada hidrojen enerjisinin ne kadar önemli olduğunu ve yakıt hücresi sistemlerinin dünyada nasıl hızla kullanılmaya başlandığını anlatmaya çalıştım. Ama hep olumsuz bir tavır ile karşılandım. Hem kadın olmam hem de yaşımın küçük olması dikkate alınmamam da en büyük etkendi, fark ediyordum. Şirketi açmaya karar verip, bu alanda girişimci olarak çalışmaya başladığım zaman şansımın yaver giderek ülkemizde ilk defa hidrojen enerjisinin konuşulmaya başlandığı ve bu konuda stratejiler yayınlandığı bir döneme denk geldi. Şimdi insanların beni dikkatle dinlediğini rahatlıkla söyleyebilirim. İnsan, inandığı ve tutkuyla bağlı olduğu yolda yürüyorsa eğer karşısına çıkan zorluklara pek aldırış etmiyor açıkçası. Benim de her karşılaştığım zorlukta dayandığım en büyük dayanağım bu alana olan inancım ve tutkum oldu.
Çevrenizden yaptığınız bu girişiminiz ile ilgili nasıl tepkiler aldınız?
Benim bu noktadaki en büyük şansım bana inanan bir ekip ile bu yola çıkmış olmamdı. Firmayı açmadan önce kendi çalışmalarım için sorunları çözmeye çalışırken bana destek olan farklı uzmanlık alanlarına sahip harika bir ekibim vardı. Onlar hem bana hem de bu konuya bu kadar inanmasalardı, bu yola çıkmaya cesaret edemezdim. Çünkü girişimcilik yolu zorlu aşamalardan oluşuyor ve eğer kendinizi sıkışmış hissettiğinizde size destek olacak bir ekibiniz varsa o dar alanı geçmek çok daha rahat oluyor. Firmayı açmaya karar vermek için dahi günlerce üst üste saatler süren toplantılarda yapacağımız işin bir hayalden öte olduğunu ve ilerleyeceğimiz yolu tüm ayrıntılarıyla konuştuk. O nedenle onlardan almış olduğum olumlu tepkiler girişimcilik yoluna daha kendimden emin bir şekilde çıkmamı sağladı.
Bu süreçte sizi destekleyen ya da olumsuz yönde etkileyen kişi veya olaylarla karşılaştınız mı?
Akademisyen olarak girişimci olmak cidden çok zor ve girişimcilik ekosisteminde de pek sevildiğimiz söylenemez. O yüzden öncesinde bu yola çıkmış ve bir şekilde zorluklardan yılıp vazgeçmiş hocalarımız kendi olumsuz tecrübelerini anlatmaktan geri kalmadı ama pek dinlediğim söylenemez. Onun dışında hep doğru ortamlarda olmayı tercih ettiğimi düşünüyorum çünkü hep destek alacağım kişilerle bir arada bulundum. Hızlandırıcı programlara katıldım, bir akademisyenden bir girişimci nasıl olur onun peşine düştüm ve doğru mentörlerle karşılaştım. Daha önce de dediğim gibi yaptığınız işe inandığınızda ve karşınızdaki kişi de sizin bu alandaki uzmanlığınızı anladığında olumsuz hava ortadan kalkıyor, yerini avantajlı bir duruma bırakıyor.
İş hayatında kadın olmanın olumlu- olumsuz yönlerinden bahseder misiniz?
İş hayatında kadın olarak maalesef hep daha temkinli daha dikkatli olmak zorunda hissediyorsunuz. Akademisyenlik yapmış olduğum bölgenin de etkisi vardır. Ama erkeklerin bulunduğu bir ortamda konunun uzmanı olmama rağmen dikkate alınmadığım, göz teması kurulmadığım, beni dinleyip erkek tarafına dönüp cevap verilen ortamlarda maalesef bulundum. Bir süre sonra bu durumları çok da dikkate almamaya başlıyorsunuz. Diğer taraftan ise kadın girişimci olmak dünyada kayda değer bir şekilde dikkat çekiyor ve takdir ediliyor. Daha çok önemseniyor ve daha fazla destekleniyorsunuz. Bu iki durum arasında dengede kalabilmek sanırım ülkemizde kadın olmak.
Üzerinde çalıştığınız yeni projeler varsa yazar mısınız?
Daha önce de bahsettiğim gibi bizim yola çıkış amacımız kendi yakıt hücresi sistemlerimizi geliştirmek. Şimdi yavaş yavaş bu yolda adımlar atıyoruz. Fiber membranlarımızın geliştirme çalışmaları da bir yandan devam ediyor.
Yurt içi satış ve varsa ihracatınız anlatır mısınız?
Yurt içinde üniversitelerden aldığımız ihaleler doğrultusunda akademisyen hocalarımızın projeleri için fiber membran üretiyoruz. Yurt dışı için henüz çalışmaya başlamadık.
KOSGEB ile ilgili düşünceleriniz nedir?
KOSGEB bize hem çalışmalarımızı yürütmek için motivasyon sağladı hem de şirketimizin özgeçmişi için güçlü bir avantaj ortaya çıkardı. Projelerimizin KOSGEB tarafından desteklendiğinin görülmesi şirketimizin görünürlüğü için de oldukça önemli. Bu nedenle sizlerin aracılığınız ile de bir kez daha bize destek olan tüm ekibe teşekkür etmek istiyorum.
Hayallerinizden ve gelecek planlarınızdan bahseder misiniz?
Yıllardan beri en büyük hayalim tamamen yerli şartlarla ve kendi imkânlarla geliştirdiğimiz yakıt hücresi sistemlerinin lansmanını tüm dünyaya yapmak. Önce ülkeme sonra da dünyaya katma değer sağlayacak ürünler geliştirmek. GMZ Enerji ile bu hayalime bir adım daha yaklaşmış oldum ve bu çok heyecan verici. 14 yıl önce kurduğum hayal için açtığım yolun başında duruyorum şu anda. Emin adımlarla o yolu yürüyüp sonunda o ışıklar altında yol hikâyemi de anlatacağım ana ulaşacağıma inancım sonsuz.
Son olarak kadın girişimcilere tavsiyeleriniz neler olur? Özellikle kadınlara yönelik söyleyebileceğiniz bir fikir bir anekdot var mıdır?
Bu soruyu genelde bana kadın mühendislerimiz veya mühendis adaylarımız da çok soruyor. Onlara da hep aynı cevabı veriyorum. Tutkuyla yapacağınız işi bulun ve o inandığınız o yoldan kim ne derse desin hiç vazgeçmeyin. Eğer desteğe ihtiyaç duyarsanız, içinizdeki güce kulak verin. Çünkü bana 14 yıl önce ‘çok fazla çalışamazsın’ dediler. Makine mühendisliğinde doktora yapmak istediğimi söylediğimde, ‘alan değiştirmek çok zor, çok zorlanırsın’ dediler, doktoramı 3,5 yılda bitirdim. ‘Akademisyenden girişimci olmaz, ticaret hayatı sana göre değil’ dediler, çok zorlansam da hep bir çıkış yolu buluyorum. Çünkü ben yaptığım işi çok büyük bir tutkuyla seviyorum ve işime çok inanıyorum. O yüzden yolumdan beni kimse döndüremiyor.