KOSGEB, yurt dışından ithal edilen ürünleri Türkiye’de yerli ve milli imkânlarla üretecek olan KOBİ’lere 6 milyon liraya kadar destek verecek.

Yutma Zorluğu Çeken Hastalara Yerli Besin Üretiyor

Yutma Zorluğu Çeken Hastalara Yerli Besin Üretiyor

Kadın girişimci Saliha Yalçınkaya, QuruTech’i kurarak aralarında gıda mühendisi, kimyager ve beslenme uzmanı olan bir ekiple yutma problemi ve tüp mide ameliyat olan hastalar için yerli ve fonksiyonel gıdalar üretmeye hazırlanıyor

Saliha Yalçınkaya, Türk damak tadına uygun şekilde hazırlamaya başladıkları besinlerin ilaç tadı veren ithal gıdaları tüketmek istemeyen hastalara büyük bir alternatif çözüm olacağından yola çıkıp Ar-Ge, Ür-Ge ve İnovasyon Destek Programı’ndan yararlanarak QuruTech firmasını kurdu.

Liyofilizasyon teknolojisi ile hiçbir katkı maddesi kullanmadan raf ömrünü 10 ila 20 yıl aralığında koruyabilen besinler üretmeye başlayan kadın girişimci, başarı öyküsünü bizlerle paylaştı:

Sizi tanıyabilir miyiz? Akademik altyapınız, sektör geçmişiniz ve ilgi alanlarınız nelerdir?

İlk lisans eğitimim Türk Dili ve Edebiyatı alanında oldu. İkinci üniversite olarak alan değiştirip gastronomi okumaya ve bunun yanında beslenme ve diyabetik bölümünde çift ana dal yapmaya karar verdiğimde ilgi alanım çok farklı bir yöne doğru kaymış oldu. Fonksiyonel gıdalar üzerine çalışmaya karar verdim ve bu alana odaklandım.

Çalışmalarınıza ilk adımı ne zaman attınız? O günden bugüne yaptıklarınızdan bahseder misiniz?  

İnsanın gıdaya ulaşması her zaman kolay olmuyor. Zor şartlarda ihtiyacı giderebilecek uzun ömürlü gıdalar üretmek istedim. Bu amaçla yola çıktım. Fakat araştırmalarım neticesinde gördüm ki, sağlık alanında spesifik bir alanda bu tarz gıdalara daha çok ihtiyaç var. Birçok yaşlı veya hasta katı veya sıvı besinleri yutmakta güçlük çekiyor. Bu durumu yakın çevremde de tecrübe ettim.  Hastanelerin geriatri servislerindeki yaşlıların, piyasadaki mamaları lezzetsiz buldukları için tüketmediğini öğrendim. Bu nedenle yeterince beslenemiyorlardı. Bu probleme çözüm olabilecek alternatif bir gıda üretebilme fikri ile çalışmalara başladık ve 2021 yılında QuruTech’i kurduk. Firmamızda gıda mühendisi, beslenme ve diyetetik uzmanı ile kimyager arkadaşımız çalışıyor. Ar-Ge çalışmalarımızda tıp doktorları ve klinik eczacılardan danışmanlık desteği alıyoruz.

Çalışmalarınızda neler yapıyorsunuz?

Sıvı ile bir araya geldiğinde boza kıvamına gelebilecek uzun ömürlü ve yemek tadında toz besinler üzerine çalışıyoruz. Bu bir Ar-Ge çalışması ve nihai ürünün ortaya çıkması zaman alıyor.

Şu an için ürünlerimizin hedef kitlesi katı ve sıvı besinleri yutmakta zorluk yaşayan kişiler özellikle de yaşlılar ön plana çıkıyor. Ancak çoğu kişi hayatının bir döneminde yiyecekleri yutmakta zorluk yaşamıştır. Örneğin, bir diş operasyonu sonrasında katı gıdalar yenilemeyebilir. Ürünümüzü böyle bir dönem geçiren kişiler de tüketebilirler.

Öncelikle üretimde yerli kaynaklar kullanıyoruz. Türk damak tadına uygun ürünler projemizin hedeflerinden biri.  Ürünlerimiz sentetik madde içermiyor ve hastaların ihtiyacı olan tuz ve vitamin-mineral içeriğine sahipler. Hazırlanması, tüketilmesi, saklanması, taşınması pratik ve kullanıcı dostu ürünlerimizi liyofilizasyon teknolojisini kullanarak hazırlıyoruz.

KOSGEB ile nasıl tanıştınız? Hangi desteklerden faydalandınız?

Bir fikriniz var ve yeterli sermayeniz yok. Tam olarak bu noktada tanıştım. KOSGEB’in Ar-Ge, Ür-Ge ve İnovasyon Destek Programı kapsamında destek alıyorum. KOSGEB’in en önemli avantajı size sermaye oluşumunda destek olması. Projenize atanan uzman sayesinde projenizin denetlenebilir oluşu da proje ve şirket gelişimi için önemli. Son dönemde KOSGEB’in şirketlerin tanınmasını sağlamak ve ticarileşmesi için sunulan destekler de şirketlerin büyüyüp sektörde kalıcı olmasına katkı sağlıyor. Şunu da söylemeliyim ki, eğer yeterli miktarda öz sermayeniz olması durumda KOSGEB’den aldığınız destek daha anlamlı oluyor.

Bu destekler ile yaptığınız proje ile ürünler hakkında detaylı şekilde bahseder misiniz?

Yutma zorluğu su ve besin tüketiminde azalmaya neden olan bir hastalık.  Bu durumdaki birçok kişinin tedavi alamaması; beslenme bozukluğu, vücudun susuz kalması, kilo kaybı, solunum enfeksiyonları gibi sağlık sorunlarına yol açabiliyor. Özellikle de etli, sebzeli ve taneli yemeklerin yenilmesi zor olduğundan; hastaların ihtiyacı olan protein ve mineral alımı azalıyor. Hastalar şu an hali hazırda var olan sıvı formdaki gıdaları tüketmeye direndiklerinde başta yaşlı hastalar olmak üzere, istenmeyen sonuçlara zemin hazırlıyor.

KOSGEB desteği kapsamındaki projemiz disfaji (yutma güçlüğü çeken) ve aynı zamanda şeker hastaları için piyasadaki ithal sıvı ürünlerin aksine toz kıvamda bir ürün oluşturmayı içeriyor. Besin destek ürünlerimiz toz formunda olacağı için kıvamı rahatlıkla ayarlanabiliyor. Paketin kalan kısmında bozulma olmayacağı için atık, israf gibi problemler yaşanmayacak. Liyofilizasyon teknolojisini kullanmak ürünleri uzun ömürlü kılacağından ekonomiye ciddi bir katkı sağlıyor.

Ayakları üzerinde duran bir kadın girişimci olarak özellikle çalışma hayatında zorluklarla karşılaştığınız durumlar oldu mu? Bunları nasıl aştınız?

Elbette ki her girişimci gibi zor durumlar yaşadım ve yaşıyorum. Yeni bir fikriniz var ve bu konuda insanları ikna etmek gerekiyor. Uzunca bir süre para kazanmamayı belki maddi zorluklar yaşamayı belki de hiç kazanamayacak olmayı göze almak gerekiyor.

Çevrenizden yaptığınız bu girişiminiz ile ilgili nasıl tepkiler aldınız?

Maalesef, bir aksiyon aldığınızda yaptığınız iş çoğu kişiye mantıklı gelmez. Fakat son yıllarda belki de girişimci destekleri sayesinde insanlar daha destekleyici. Çevremde pozitif söylemleri olan insanlar var ve onların sözlerini ciddiye alarak devam ediyorum.

Bu süreçte sizi destekleyen ya da olumsuz yönde etkileyen kişi veya olaylarla karşılaştınız mı?

Şanslıyım ki çevremdeki insanların çoğu beni destekledi. Firmamızın bulunduğu İstanbul Teknopark’ta zaten birçok start- up firma ile bir arada bulunuyoruz. Ülkemiz için çabalayan ve güzel işler yapmaya çalışan insanlarla bir arada olmak umut verici oluyor.

Dediğim gibi olumsuz yorum yapan insanları ciddiye almıyorum ve diğer girişimcilere de almamayı tavsiye ederim. Bir proje inanmış ve o yolda ilerlemek isteyen birine demotive edici tepkiler vermemelisiniz.  

İş hayatında kadın olmanın olumlu- olumsuz yönlerinden bahseder misiniz?

Kadınların bu hayatta birçok rolü var. Bu durumu zorlaştırıyor gibi görünebilir. Ancak kadınların aynı zamanda birçok işi bir arada yapabiliyor olmaları gerçekten avantaj. Belki koşullar gereği daha yavaş ilerleyebiliyoruz. Daha az uyuyoruz, daha çok çalışıyoruz ama ilerliyoruz.

İş hayatındaki gözlemim; erkekler erkekleri daha çok ciddiye alıyor. Bu bana göre en büyük problem.  Bir sorunu çözmeye çalıştığınızda yanınızda bir erkekle gitmeniz o sorunun çok kolay çözülmesini sağlıyor.

Üzerinde çalıştığınız yeni projeler var mı?

Afet ve acil durum gıdaları, uzun ömürlü yiyecek ve içecekler ile aromalar üretme planımız var.

Son olarak, kadın girişimcilere tavsiyeleriniz neler olur? Özellikle kadınlara yönelik söyleyebileceğiniz bir fikir bir anekdot var mıdır?

Bazen projeleri hayata geçirmek, bir iş kurmak ve bu tarz bir sorumluluğun altına girmek kadınların gözüne devasa zor bir durum olarak görünebilir. Zorluklara takılabilir ve sonucunun nasıl olacağını çok düşünebilirler. Bu bakış açısının yanlış buluyorum. Kendilerine adım adım gitmelerini tavsiye ederim. Benim bu konudaki ön yargılarımı değiştiren Mevlana’nın, “Sen yola çık, yol sana görünür” sözüdür. Sonuca çok odaklandığım zamanlarda odak noktamı şimdiye getiren bir sözdür diyebilirim.