LIVZYM

KOSGEB desteği ile kurulan, TEKNOYATIRIM Destek Programı’ndan faydalanan LIVZYM, Türkiye'nin ilk Biyoteknoloji Endüstriyel Enzim Fabrikası’nı kurarak, yıllık 150 milyon dolarlık ithalatın önüne geçebilecek stratejik bir hamle yaptı

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli ile birlikte İstanbul Tuzla Deri OSB'deki LIVZYM firmasına ait enzim fabrikasının açılışını gerçekleştirdi.

Törende konuşan Bakan Varank, özetle şunları söyledi:

Odağında Gıda Var: Bu fabrika sayesinde, yüzde 100 dışa bağımlı olduğumuz enzim ithalatını engelleyebileceğiz. Çok farklı enzimlerin ithalatına yılda 150 milyon dolar harcıyoruz. 5 senelik bir dönemde, kapasite artışıyla birlikte bu tutarın yüzde 90’ını ülkemizden karşılayabiliriz. Bu fabrika ilk aşamada gıda güvenliğini odağına alarak, un ve früktoz şurubu üretiminde kullanılan endüstriyel enzimleri tamamen yerli ve milli imkânlarla üretmeyi hedefliyor. Tek başına bu alanda Türkiye, yılda 30 milyon dolar ithalat yapıyor.

Tersine Beyin Göçü: LIVZYM girişiminin temelleri 2014 yılında verdiğimiz KOSGEB destekleriyle atıldı. Tersine beyin göçüne ev sahipliği yapan bu enstitü, kurulu altyapısıyla ülkemizi sağlık teknolojileri alanında üst seviyelere taşımayı amaçlıyor. İşte şimdi de enstitüde Ar-Ge’si yapılan projelerin, seri üretiminin gerçekleştirileceği bu eşsiz fabrikayı ülkemize kazandırıyoruz. Fabrikanın bugünlere gelmesinde; öncelikli yatırım teşviklerimiz, TÜBİTAK ve KOSGEB desteklerimizin kritik bir rolü var.

Aşı Üretilebilir: Bu fabrikanın beni heyecanlandıran son özelliğiyse, aşı ve ilaç üretimi alanlarında güçlü bir altyapıyı kazanmış olmamız. Gerekli çevresel tedbirleri ve sertifikasyonları almak kaydıyla, ihtiyaç halinde bu tesiste, yüksek montanlı aşı üretimi gerçekleştirilebilir. Türkiye’nin gerek aşı gerekse ilaç alanında virüsle en iyi şekilde savaşan bir çözümü bulmasının önünde hiçbir engel yok.

Enzimlerin Faydası

Tarım ve Orman Bakanı Pakdemirli, fabrikanın kamu-özel-üniversite iş birliğinin taçlandığı bir eser olacağını ifade ederek, “Enzimler; bir gıda ürünü veya hayvan yeminin protein yapısıyla reaksiyona girerek, onu daha verimli hale getiriyor. Oluşan güçlü yapı, gıdaların sindirilme oranını arttırarak, insan vücudunun ihtiyacını daha kolay şekilde karşılıyor.” dedi.

Afrika’dan Rusya’ya kadar olan bölgedeki ilk endüstriyel enzim fabrikası olma özelliğini taşıyan LIVZYM’in Genel Müdürü Serdar Uysal, hem hayat hikâyesini hem de girişimcilik serüvenini KOSGEB Dergisi’ne anlattı. Dergimize özel açıklamalarda bulunan Uysal, ABD’ye gidişinden KOSGEB ile tanışmasına kadar birçok konuda sorularımızı yanıtladı. İşte Serdar Uysal’ın KOSGEB ile başlayan başarı öyküsü:

Kars’tan Harvard’a Uzanan Yolculuk

Aslen İzmir Ödemişli’yim. Asker olan babamın o dönem görev yaptığı Kars’ta doğdum.      İTÜ’de yüksek lisansımı tamamladıktan sonra ABD’de 13 yıl seçkin üniversitelerde bilimsel çalışmalar yürüttüm. İlk durağım MIT oldu. Sonrasında Chicago Üniversitesi’nde doktoramı tamamladım. Ardından da 6 sene boyunca Harvard’da doktora üstü ihtisas yaptım. Bu dönemde ‘Sentetik yollarla antikor üretimi ve proteinlerin atomik çözünürlükte yapılarının belirlenmesi’ konusuna odaklandım. Eğitimim sırasında başka alanlara da ilgi duymaya başladım. Bu bağlamda protein, aşı, enzimleri de içeren rekombinant yollarla protein üretimi ve saflaştırılması gibi konularda da kendimi geliştirmeye çabaladım.

 150 Milyon Dolarlık Enzim İthalatı

Chicago Üniversitesi’nde doktoramı yaptığım dönemden itibaren ‘Türkiye’de biyoteknolojik olarak neler üretilebilir, açık olan yerler neresi, bu manada ülkeme nasıl katkı sağlayabilirim?’ soruları, kafamda yer etmeye başlamıştı. Sonraki yıllarda yaptığım araştırmalarda gördüm ki Türkiye’nin yaklaşık 150 milyon dolarlık endüstriyel enzim ithalatı var. Dünyada 8 milyar dolarlık bir sektör. Global ölçekte beş tane büyük şirketin kontrol ettiği bir piyasa. Ülkemiz, ihtiyacının tamamını ithal ediyor. Kuzey Afrika’dan Rusya’ya kadar olan bölgede de endüstriyel enzim üreticisi yok. Böylece kafamda şu düşünce filizlenmeye başladı: ‘Yurt dışından ithal ettiğimiz enzimleri yerli ve milli imkânlarla üretebilecek bir biyoteknoloji şirketi kurmak.’

Cumhurbaşkanı Vizyonu

Harvard’daki kariyerime devam ederken, 2013 yılında Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a ‘tersine beyin göçüne katkı yapacak Biyoteknoloji Enstitüsü Kurulumu ve Yerli Enzim Üretimi’ projelerimi sundum. Biyoteknoloji şirketi ve biyoteknoloji enstitüsü kurmak şeklinde eşzamanlı ilerleyecek 2 projeyi hayata geçirme’ hayaliyle 2014 yılında ülkeme döndüm. Cumhurbaşkanımızın yönlendirmeleriyle Bezmialem Vakıf Üniversitesi bünyesinde Biyoteknoloji Enstitüsü Kurulumu çalışmalarına yoğunlaştım. Böylece planladığımız enstitüyü kurabildik. Üniversitemizin 40 milyon TL’yi aşan yatırımıyla kurduğumuz ve birbirinden bağımsız 10 akademisyenin çalışabileceği laboratuvarlarımız var. Hocalarımızın tamamı, eğitimlerini yurt dışında tamamlamış. Böylece yurt dışından önemli bir know-how’ı da ülkemize transfer etmiş olduk. Enstitüyle eş zamanlı olarak da diğer bir hayalim olan teknoloji start-up konseptiyle LIVZYM’i de Türkiye’ye döner dönmez yine 2014’te kurdum.

İlk Olarak 3 Enzim

Şirketimizin merkezi Beykoz’da laboratuvar ve pilot ölçeklerde Ar-Ge faaliyeti, Tuzla’da Organize Deri Sanayi Bölgesi’ndeki fabrikamızda ise endüstriyel ölçekte enzim üretim faaliyeti yürütülmekte. Şirketimizde ilk aşamada gıda güvenliği boyutunu da ele alarak un, glikoz ve fruktoz şurubu üretiminde kullanılan endüstriyel enzimleri ürettik. Covid-19 süreci de bize bu stratejimizin aslında ne kadar doğru olduğunu gösterdi. Ancak bilindiği üzere endüstriyel enzimler bunlar dışında da pek çok alanda kullanılmakta. Diğer alanlarda kullanılan enzimlerin üretimi konusunda da piyasa şartlarını, ülkemizin ihtiyaçlarını, fabrikamızın kapasitesini ve yatırımcılarımızın imkânlarını harmanlayarak oluşturduğumuz bir ticari stratejimiz var.   

Temeller KOSGEB ile Atıldı

LIVZYM’in bugünlere ulaşmasında KOSGEB’in, yatırım teşviklerinin ve TÜBİTAK’ın TEYDEB programlarının bizlere önemli katkıları oldu. 2014 yılında Ar-Ge ve İnovasyon Destek Programı çerçevesinde KOSGEB’den aldığımız yardımın da katkısıyla Beykoz’daki Ar-Ge laboratuvarımızı kurduk. Bu laboratuvarda, 5.5 yıl boyunca, endüstriyel seviyede enzim üretimi için gerekli olan Ar-Ge çalışmalarımızı yürüttük. 2019 yılındaki KOSGEB TEKNOYATIRIM Destek Programı kapsamında almış olduğumuz hibe desteğini Tuzla’daki üretim tesisimizin kurulumunda kullandık.

Biyoteknoloji: Yükselen Teknoloji

Gurur duyarak vurgulamak isterim ki, LIVZYM’in ülkemize kazandırdığı yetkinlik kapasitesi, endüstriyel enzimleri yerli imkânlarla üretmiş olmakla sınırlı değil. LIVZYM tesisleri, yapılabilecek modifikasyonla yüksek katma değer yaratan başka alanlarda da değerlendirilebilecek emsalsiz bir altyapı. Zira biyoteknoloji, pek çok sektörde önemli etkiler oluşturan, yükselen teknolojilerden birisi. Gıda, tarım ve hayvancılık alanındaki çıktıların yanı sıra, tıbbi, kimyasal ve çevre biyoteknolojileri de muazzam bir büyüme potansiyeli taşıyor. İlaç sektörünün geleceği de biyoteknolojide.  Bu noktada, paydaşlarımız arasında yer alan; Cumhurbaşkanlığı Sağlık ve Gıda Politikaları Kurulumuzun, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımızın, Tarım ve Orman Bakanlığımızın, yatırımcılarımız arasındaki Ziraat Katılım Bankası’nın bize her aşamada destek verdiklerini de vurgulamak isterim.

İthalatın Yerini İhracat Alacak

Fabrikamızda ürettiğimiz 3 enzimdeki ithalatımız yılda yaklaşık 30 milyon Dolar. 30 milyon Dolarlık iç pazarın bir yıl içerisinde %10’unu karşılamayı, gerekli kapasite artırımlarıyla peyderpey payımızı artırmayı hedefliyoruz. Bunun yanı sıra 1.5 milyar dolara yaklaşan bölgesel endüstriyel enzim pazarındaki yegâne üretici sıfatıyla, elbette ciddi bir ihracat potansiyeli taşıdığımızı değerlendiriyoruz.

Gerçekçi Hedefler

LIVZYM, Türkiye’nin biyoteknoloji alanında ilk olma adımını attı. Biz bu süreçte öğrendiklerimizi ülkemizle paylaşmaya ve başka paydaşlarla birlikte büyümeyi amaçlıyoruz. Doğru yatırım teşvik politikaları izlenir ve fonlar oluşturulursa LIVZYM’in, 5 ila 10 yıllık bir vadede PETKİM veya TÜPRAŞ benzeri bir değer yaratmasını sadece hayal etmiyorum, aslında gerçekçi bir hedef olarak görüyorum.

KOSGEB İle Kesişen Yollar

KOSGEB, yeni girişimcileri ortaya çıkarmayı, katma değeri yüksek alanlarda faaliyet gösteren KOBİ’leri desteklemeyi ilke edinen politikalar izliyor. Ayrıca yüksek teknoloji üreten ve kullanan, nitelikli iş gücü istihdam eden, ithal ikame ve hatta ihracat amaçlı üretim gerçekleştiren yapılara destek veriyor. Zaten hal böyle olunca da KOSGEB’le LIVZYM’in yollarının kesişmesi kaçınılmaz hale geldi. KOSGEB’in yurt dışı pazarlara erişim sağlayan destek programlarını da dikkatle takip ediyoruz. Zira stratejimiz açısından doğru zaman geldiğinde bu programlardan da faydalanma ihtimalimiz olduğuna inanıyoruz.

Elbette ki belli seviyede profesyonellik ve mevzuat takibi gerektirse de, KOSGEB’in bu desteklerinden faydalanmak, bazılarının zannettikleri kadar zor bir prosedür gerektirmiyor. KOBİ’lerimizin, kendilerini değerlendirebilecekleri İşletme Değerlendirme Raporu’na e-Devlet üzerinden erişerek KOSGEB’le tanışma sürecini başlatabileceklerini değerlendiriyor ve tavsiye ediyorum.”

Ara Spot: “KOSGEB yüksek teknoloji üreten ve kullanan, nitelikli iş gücü istihdam eden, ithal ikame ve hatta ihracat amaçlı üretim gerçekleştiren yapılara destek veriyor. Zaten hal böyle olunca da KOSGEB’le LIVZYM’in yollarının kesişmesi kaçınılmaz hale geldi.”

 

 Hazırlayan: Şule ÇOMÇALI

 

 

 

 

 

 

 

 

Güncelleme Tarihi: 04 Ağustos 2020