Akademik Prefabrik

Kimya Mühendisi Sonnur Gökçe, Ar-Ge ve İnovasyon Destek Programı ile savunma sanayinde kullanılmak üzere kolay kurulup sökülebilen ‘Modüler Balistik Lego Beton’ üretti.

Kadın girişimci Sonnur Gökçe, kimya ve inşaat alanındaki bilgilerini öğretim üyesi eşi Murat Gökçe’nin malzeme konusundaki tecrübeleri ile birleştirerek çalışmalarını gerçekleştirdi. Çocukların oynadıkları lego parça oyuncaklardan esinlenen Gökçe, beton blokların özellikle savunma sanayinde kullanılmak üzere üretildiğini ve aralarında hiçbir bağlayıcı olmadan birbirlerine sıkıca bağlanıp kolaylıkla kurulup sökülebilen parçalar olduğunu ifade ediyor.

Bu sayede zırh delici mermilere karşı bile yüksek dayanıklılık gösteren lego betonların, deprem simülasyonunda da olumlu sonuçlar verdiğini dile getiren kadın girişimci Sonnur Gökçe, başarı hikâyesinden kendisi şöyle basediyor:

Kısaca kendinizden bahseder misiniz?

Ankara doğumluyum. Öğrenim hayatımı liseye kadar Ankara’da tamamladım. Hitit Üniversitesi Kimya Mühendisliği bölümünden mezun oldum. Mesleğimi çok severek yapıyorum. Şu anda lisansüstü eğitimime devam ediyorum.

Çalışmalarınızın başlangıç hikâyesini anlatır mısınız?

Akademik Prefabrik firmamız 2014 yılında kuruldu. Firmamızda kuruluşundan günümüze kadar ağırlıklı olarak Ar-Ge çalışmaları yapıldı. Öncelikli hedefimiz kendimize özgün ürünlerin tasarımını ve prototip üretimini yapmaktı. Bu amaçla genellikle katma değeri olan ürünleri yüzde 100 yerli olanaklar ile yapmak üzerine çalışmalarımız devam etti.

Özellikle ürün bazlı çıktısı olan çalışmaları seçerek o konular üzerinde yoğunlaştık.

Ar-Ge çalışmalarımız sonucunda ortaya çıkan ürünlerimizi ticarileştirmek ve katma değeri olan bir ürün haline getirmeyi ana hedefimiz olarak görüyoruz.  

Çalışmalarınızda neler yapıyorsunuz?

Genelde ağırlıklı olarak çimento esaslı ürünler üzerinde Ar-Ge çalışmalarımız devam ediyor. Uzun bir süredir malzeme alanında yoğun olarak çalışmaktayız. Ülkemizde malzeme bilimine maalesef hak ettiği değer yeterince verilmiyor ya da bilinmiyor. Oysa tanıdığınız ve bildiğiniz her farklı malzeme tasarım yaptığınızda sizi yeni bir ürüne yaklaştırıyor. Malzeme konusundaki tecrübemizi, kimya ve inşaat alanındaki bilgilerimizle birleştirilerek çalışmalarımıza devam ediyoruz. Şirketimiz ilk kurulduğunda ev mobilyaları üzerinde çalışmalar yaptık. Bu amaçla ebru sanatının görsel temasını dökme taş yüzeyinde uygulayarak bu alandaki ilk özgün çalışmalarımıza başladık. Mermerden yüzde 25 daha dayanıklı olarak tasarladığımız bu ürünlerin Ar-Ge çalışmaları tamamlandı ve bu ürünlerden yemek masası, sehpa, mutfak tezgâhı gibi yeni nesil ürünler üretmeyi başardık.

Yalıtım malzemeleri konusunda da özel bir çalışmamız var. Eşim ve ben yüzde 100 yerli ve hiç yanmaz sınıftaki yalıtım betonu konusunda da uzun süredir çalışıyoruz. Bu projemiz de de son aşamaya geldik. Ülkemizde 10 milyar dolarlık bir piyasa hacmine sahip yalıtım sektöründe en kısa sürede yerli ve hiç yanmaz yalıtım betonu ile yer almayı hedefliyoruz. Bu çalışmanın da tüm altyapı için ön hazırlıkları yapıldı ve gerekli testler ve belgelendirmeler yapıldı.

Üzerinde çalıştığımız önemli bir konu da molozlar için geri dönüşüm projesi. Ülkemizin sıfır atık hedeflerine ulaşması konusunda atık molozlar ile ilgili bir proje başlatmayı hedefliyoruz. İnşaat atıklarından demir, alüminyum, plastik ve ahşap gibi yapımda kullanılan malzemeler tekrar geri dönüşüm ekonomisine kazandırılabilmekte. Fakat diğer atık ve atıl kalan beton, harç, seramik, tuğla, kiremit, alçı ve boya gibi malzemelerden oluşan molozların geri dönüşümü kısıtlı alanlarda ve sınırlı miktarlarda olmaktadır. Proje aşamasında olan bu çalışmamızı gerçekleştirebilirsek ülkemizin önünde büyük sorun teşkil eden ve ciddi bir çevresel sorun olan moloz atıklarının tamamını katma değeri olan bir ürün haline getirilecektir.

Yaptığınız projeden ve ürettiğiniz ürünlerden biraz bahseder misiniz?

Projemizin ana hedefi ülkemizin savunma sanayisinde kullanılmak üzere hızlı bir şekilde kurulabilen ve aynı zamanda görev tamamlandıktan sonra sökülebilen, tamamen insan gücü ile montajı yapılabilen modüler balistik lego beton üretimini gerçekleştirmekti. Bu amaçla çocukların oynadığı lego oyuncakların mantığından yola çıkarak birbirine geçen ve kilitlenen lego betonlar üretmek istedik. Betonlar lego şeklinde birbirine geçecek ve böylece betonların arasında hiçbir bağlayıcı kullanılmadan birbirlerine sıkıca bağlanacaktı. Tasarladığımız legoların tamamı birbirine kenetleniyor ve çok sağlam bir yapı oluşturuyordu. Şaşırtmalı örme şeklinde örülen sistemde muazzam bir bağlantı yapısı oluşmuştu. Aynı zamanda legoların örülmesi çok kolaydı. Sistem kurulma aşamasında otomatik olarak yanlış örülme yapma şansı vermiyordu. Böylece insan hatasını da ortadan kaldırmış olduk. 

Üzerinde en çok çalıştığımız ve hatta çözemeyeceğimizi düşündüğümüz belki de en önemli konu birbirine bitişik iki lego duvarın bağlantısının nasıl yapılacağıydı. Mevcut lego tasarımı yapan firmaların bitişik iki duvarın bağlantısı ya çok zayıf ya da yapılmamıştı. Yaklaşık 4 ay bitişik iki lego duvarı nasıl sistemin içinde bir bütün olarak çalıştırırız diye düşünmüştük. Nihayet ilk köşe bağlantısını tasarladık. Artık bitişik iki duvar birbirine sıkıca kenetlenmişti. Bu durum hem yapılan yapıyı kafes sistem gibi bir bütün olarak çalıştıracaktı hem de herhangi bir etkide sistem bir bütün olarak davranacaktı. Sistemin bir bütün olarak çalışması deprem etkisinde yapıyı bir bütün olarak çalıştıracak ve koruyacaktı. Deprem etkisindeki davranışı şimdilik deprem similasyon analizlerinde yapabildik ve olumlu sonuçlar aldık. Bir diğer hedefimizde sistemin deprem testini Japonya ‘da yaparak deprem etkisinde ki davranışını belgelendirmektir.

Tasarladığımız modüler balistik lego betonun zırh delici mermilere karşı etkisini test etmek için TRtest Test ve Değerlendirme A.Ş. kuruluşundan Test Analiz Desteği aldık. Seviye 3 sınıfındaki 7,62 mm zırh delici mermi ile atış yapıldı. Bu mermi tasarladığımız lego sistemde daha ilk kademe diye adlandırdığımız bölgede kaldı ve diğer iki kademeye geçemedi. Seviye 4 ise 14,5 mm zırh delici mermi atıldı ve arka levhada sıçrama gözükmeden bu mermiyi de durdurmayı başardık. Şimdiki aşamada savunma sanayinde sunumlar yaptık ve olumlu dönüşler aldık. Bu süreci de yakından takip ediyoruz.

KOSGEB ile nasıl tanıştınız? Hangi desteklerden faydalandınız? Bu desteklerin size ne gibi faydaları oldu?

KOSGEB’i daha önceleri biliyorduk fakat Ar-Ge çalışmalarımızı genellikle TÜBİTAK ‘a yaptığımız projeler ile değerlendiriyorduk. Eşim Murat Gökçe öğretim üyesi olarak 2017 yılında Amasya Üniversitesi Mimarlık Fakültesi’nde göreve başlayınca Amasya’ya yerleştik. 2020 yılında Amasya KOSGEB Müdürlüğü’ne Ar-Ge ve İnovasyon Destek Programı’na “Modüler Balistik Lego Beton Projesi” ile başvurduk. Projemiz kabul edilince desteğin yaklaşık 750 bin TL’sinin yüzde 75’ ini geri ödemesiz olarak aldık. Aldığımız destek ile gerekli olan makine ve ham madde alımlarında kullanarak çalışmalarımıza başladık. Böylece modüler balistik lego betonun ilk prototip ürünlerini üretmeyi başardık. KOSGEB’in test, analiz ve patent desteklerinden de faydalandık. Böylece ürünlerimizin hem belgelendirme hem de patent belgelendirme işlemlerini yaptık.

Projemizi başarı ile sonuçlandırdığımıza dair belgemizi KOSGEB’den aldık. Bu ürünümüzün gerekli seri üretim altyapı hazırlıklarını da tamamladık. Ürünü ticarileşme kısmını da hızlandırmak için KOSGEB’in TEKNOYATIRIM Destek Programı’na başvurmayı planlıyoruz.

Ayakları üzerinde duran bir kadın girişimci olarak özellikle iş hayatında zorluklarla karşılaştığınız durumlar oldu mu?

Bütün sektörlerde olduğu gibi biz de ilk yıllarımızda piyasada tutunabilmek için büyük sınavlar verdik. Bu dönemlerde şirketimizin Ar-Ge şirketi olması avantajını kullanarak piyasaya yönelik ürünleri kısa sürede geliştirip varlığımızı sürdürmeye çalıştık. Takdir edersiniz ki hangi sektör olursa olsun iş hayatının risk ve zorlukları asla sıfırlanmaz. Bu yüzden sürekli A ve B planı olarak ilerlemek zorundasınız. Bizim zorlandığımız bazen ürün haline getirilen çalışmaların piyasaya sürülmesindeki maddi olanaksızlıklar olabiliyor ama şunu biliyoruz ki bu gibi durumlarda her zaman KOSGEB yanımızda. Çalışılan proje bazındaki zorluklarda da aslında yaptığımız iş tam da bu zorluklardan fayda sağlamak. Zorluk olmasa inanın Ar-Ge olmuyor. Her şeyin yolunda gittiği bir yerde iyileştirme ve geliştirme çabasında pek olmazsınız.

Çevrenizden bu girişiminiz ile ilgili nasıl tepkiler aldınız?

Çalışmalarımızı çevremizle paylaştığımızda fikirlerimiz beğenildi ve çok olumlu, teşvik edici geri dönüşler aldık.

Vatandaşlar için “Kendi Evini Kendin Yap” projesini daha başlatmadan siparişler almaya başladık.  Özellikle yakın çevremizden bizim arsadaki evi bu sistemle hemen yapalım diye dönüşler aldık. Tasarım ve uygulama kolaylığı açısından projemizin hem askeri hem de sivil alanda ses getireceğine inanıyoruz.

Bu süreçte sizi destekleyen ya da olumsuz yönde etkileyen kişi veya olaylarla karşılaştınız mı?

Şirketimizi kurmadan önce eşimle özel sektörde çalışıyorduk. Bu sürecin devamı için işlerimizi bırakmamız söz konusu olmuştu ve nitekim bıraktık. Sürecin başlangıcından itibaren ve halen de ailemizin ve dostlarımızın desteği tam oldu. Bize olan inançlarını hiç kaybetmeden maddi ve manevi yanımızda oldular. Hem ben hem de eşimin Ar-Ge kökenli olması ve Ar-Ge’yi sevmesi neticesinde hep birbirimize destek olduk. Beraber bilgi birikimimizi birleştirerek çalışmalarımıza devam ettik ve etmeye de devam edeceğiz.

İş hayatında kadın olmanın olumlu- olumsuz yönlerinden bahseder misiniz?

Kadın olarak iş hayatında olabilmenin harika duygusu tarif edilemez. İş hayatının yadsınamaz bir gerçeği de şudur ki kadının olduğu yerde düzen vardır ve her şey daha sistematik olarak ilerler. Açıkçası biz bir Ar-Ge şirketi olduğumuzdan ve eşimle beraber çalışıyor olmamızdan benim olumsuzluklardan çok etkilenmememi sağladı. Sağ olsun eşim bu olumsuzluklar konusunda önümde hep bir bariyer olmuştur.

Üzerinde çalıştığınız yeni projeler var mı?

Modüler balistik lego beton projesinden sonra vatandaşlarımız içinde modüler ve lego mantığında yeni projemizi hayata geçireceğiz.  Yeni projemizin konusu “Kendi Evini Kendin Yap” olacak.  Hedefimiz bir baba ve oğul bir günde evin bütün duvarlarını kendileri örüp bitirebilecek.  Askeri amaçlı yaptığımız legoların ağırlığı 35 kg idi. Bu betonun ağırlığı tahrip gücü yüksek silahlara karşı dayanıklı olması için hedeflenmişti. Fakat vatandaşlar için yapacağımız lego betonda bir ürünün ağırlığını 15 kg düşüreceğiz. Aynı zamanda kendiliğinden yalıtım özelliği de olacak. Böylece ilave bir yalıtıma da gerek kalmayacak.

Vatandaşlarımız için geliştireceğimiz lego betonun ağırlığını daha da hafif yapabiliriz. Fakat buradaki amacımız hedeflediğimiz oranda düşük ısı iletkenlik katsayısına sahip olması ve dayanıklı olmasıdır. Bizim sistemde bütün duvarlar taşıyıcı sistem olarak görev yapıyor. Bu amaçla ülkemizde yığma yapılarda kullanılan mevcut tuğlalar bulunmaktadır.  Vatandaşlarımız için üreteceğimiz lego betonun basınç dayanımı yaklaşık 15 MPa olacak. Böylece üretilen lego beton hem dayanıklı ve hem de bütün tuğla kalınlığı boyunca düşük ısı iletkenlik katsayısına sahip olacağından, ısıl direnci sağlayacaktır.

Bir başka hedefimiz ise bu projenin devamı olarak bir hafta içinde sıfırdan 100 metrekarelik bir evde tamamen oturabilecek duruma getirmek. Çatı ve çatı kaplaması ile ilgilide insan gücü ile yapılabilecek bir sistem üzerinde çalışıyoruz. Böylece bir kişi kısa sürede sadece insan gücü ile bir ev yapabilme olanağına sahip olacaktır.

İnşaat atığı olan molozların tamamını katma değer ürün haline getirmek için de proje çalışmalarımız devam ediyor.

Yurt içi satış ve varsa ihracatınız anlatır mısınız?

Savunma Sanayi Başkanlığı’nda sunum yapmıştık. Olumlu dönüşler aldık ve süreci takip ediyoruz. Etrafımızdaki tanıdıklarımızdan hafif lego betonlar için ön siparişler aldık. En kısa sürede seri üretime geçmeyi hedefliyoruz. Yurt dışı ihracatı olan firmalardan balistik betonun yurt dışına satmak taleplerini bize bildirdiler. Özellikle stratejik öneme sahip olduğunu düşündüğümüz balistik betonları dost ülkelere pazarlamak öncelikli hedefimiz olacak.

KOSGEB ile ilgili düşünceleriniz nelerdir?

KOSGEB tarafından firmaların Ar-Ge projelerini desteklenmesini çok olumlu bulduk. Ar-Ge’si tamamlanmış projelerin yine KOSGEB tarafında TEKNOYATIRIM Destek Programı ile desteklenmesi bizim gibi Ar-Ge tabanlı firmalar için çok önemli. Böylece geliştirilen ürünün ticarileşmesi yönünde gerekli olan finansmana ulaşmamızda firmamızın önü açılacak.

Hayallerinizden ve gelecek planlarınızdan bahseder misiniz?

Ar-Ge çalışmalarımızın sonucunu görmek ve ürün sürecine geçişini izlemek çok heyecan vericiydi. Yaptığımız önceki çalışmaları da ürüne dönüştürmek en büyük hayallimdir. Böylece yaptığınız çalışmanın ve emeğin boşa gitmediğini görüyorsunuz. Özellikle yeni bir ürün geliştirdiğinizi hissetmek insana tarif edilmez bir mutluluk veriyor. 

Son olarak kadın girişimcilere tavsiyeleriniz neler olur?

Bir meslek sahibi olsun veya olmasın tüm kadınların içlerindeki potansiyelin farkına varıp harekete geçmeleri gerekiyor. Çevreden gelebilecek her türlü olumsuzluklara karşı kulaklarını tıkayıp KOSGEB’in harika desteklerinden faydalanarak en azından potansiyellerini keşfedebilirler. Tüm kadınların iş hayatında daha aktif olabilmelerini diliyorum.

Güncelleme Tarihi: 29 Aralık 2021