Sumatrix

KOSGEB’le Sumatrix Biyoteknoloji’yi kuran Dr. Semra Ünal, küresel sorunlara farkındalık yaratarak alternatif sürdürülebilir biyoteknolojik çözüm yolları üretiyor

Marmara Üniversitesi Nanoteknoloji ve Biyomalzemeler Uygulama ve Araştırma Merkezi’nde de öğretim görevlisi olarak çalışan Dr. Semra Ünal Yıldırım, doktora sürecinde beyin tümörü tedavi uygulamaları için çalışmalar yaparken nanoteknoloji ve biyoteknolojiyi birleştirerek yeni nesil biyomalzemeler üretme konusunda uzmanlaştıktan sonra KOSGEB’in Ar-Ge ve İnovasyon Desteği ile Sumatrix’i kurdu.

Bitki kaynaklı selüloza alternatif sürdürülebilir teknoloji ile yeni bir biyoselüloz tedarikçisi olmayı hedefleyen Sumatrix, bakterilerin metabolik aktivitelerini yeniden kodlayarak yüzde 100 saflıkta biyoselüloz üretmek için endüstriyel meyve atıklarını ham madde olarak kullanıyor.

Hedeflerinin her yıl 10 milyar hektarlık ormansızlaşmayı azaltmak için birçok alanda çevre dostu biyoselüloz kullanımını yaygınlaştırmak olduğunu anlatan Ünal’ın başarı öyküsü üzerine konuştuk:

Kısaca kendinizden bahseder misiniz?

Sumatrix Biyoteknoloji’nin kurucusu ve CEO’suyum. Aynı zamanda Marmara Üniversitesi Nanoteknoloji ve Biyomalzemeler Uygulama ve Araştırma Merkezi’nde ve Nörolojik Bilimler Enstitüsünde öğretim görevlisiyim. Yüksek lisansımı University College London Kanser Enstitüsü Radyobiyoloji bölümünde, doktora eğitimimi de Marmara Üniversitesi Biyomühendislik bölümünde tamamladım. Beyin tümörü üzerine laboratuvar ve klinik tecrübelerim doğrultusunda doktora çalışmamı ‘Kişiselleştirilmiş Beyin Tümörü Tedavi Uygulamaları İçin Üç Boyutlu Kültür Modelinin Oluşturulması’ üzerine çalıştım. Beyin tümörüne en yakın yapıyı taklit etmek amacıyla nanoteknoloji ve biyoteknolojiyi birleştirdim ve bu süreçte mikrobiyal fermantasyon yoluyla yeni nesil biyomalzemelerin üretimi ve modifikasyonu alanlarında uzmanlaştım. 

Çalışmalarınızın başlangıç hikâyesini anlatır mısınız?

Sumatrix, 2021 yılının sonunda KOSGEB’in Ar-Ge ve İnovasyon Desteği ile Marmara Üniversitesi Teknoloji Geliştirme Bölgesi’nde kuruldu. Biyoteknolojinin küresel zorluklarla yüzleşmek için en iyi araç olduğuna inandık. Doğadan öğrenerek doğrusal değil döngüsel olan ve aynı zamanda Birleşmiş Milletler sürdürülebilir kalkınma hedeflerine uygun, negatif karbon ayak izi ile biyoselüloz bazlı çözümler üretiyoruz. Çünkü doğal sistemler döngüseldir. Sürdürülebilir modelimizle, yerel olarak üretilen tarımsal-endüstriyel meyve atıklarını ham madde olarak kullanıyoruz. Şirketimiz aslında selülozun girdiği her alanda B2B çözümler üreterek ana kolu biyoselüloz endüstrisinde faaliyet gösteriyor. Buna ek olarak vegan deri ve hidroponik tarım endüstrisinin bir parçası olarak da kategorize edilebilecek ürünler satıyoruz. Sumatrix’in ticarileştirdiği ve ticarileştirme yolunda olduğu 3 ürünü bulunmaktadır: Hidroponik tarımda kullanılan hydrogelponic sistemi,  türünün tek örneği olan bitki büyüme ortamı Jellylose ve deri alternatifi malzemesi olan BacLeath. 

KOSGEB ile nasıl tanıştınız? Hangi desteklerden faydalandınız?

Girişimcilik üzerine eğitimleri araştırma sürecimde KOSGEB’in girişimcilik eğitimleri ile tanıştım. KOSGEB Ar-Ge ve İnovasyon Destek Programı’na girişimci profili ile başvurdum. Projem kabul edildikten sonra şirketimi kurdum ve şirket faaliyetlerine başladık. Şirket kurulumu maliyetlerinden personel giderlerine kadar maddi destek sağladı.

Bu destekler ile yaptığınız projelerden detaylı şekilde bahseder misiniz?

KOSGEB desteği ile başladığımız yolculuğumuzda sosyal etki odaklı, çevreye duyarlı beyaz biyoteknoloji kullanan ve geliştiren bir şirket olma bilinci ile hareket ettik. Biyoteknolojinin küresel zorluklarla baş etmek için en iyi araç olduğuna inanıyoruz. Özellikle ham madde kıtlığı ve atıkların geri kazanılması ihtiyacı, ekonomideki katma değerleri mümkün olduğu kadar uzun süre tutmaya çalışan yeni bir ekonomik kalkınma politikasını zorunlu kılıyor. Bu nedenle, birçok ülkede ulusal politika ve stratejilerin biyoekonomilerini desteklediğini gözlemlemek mümkün. Örnek verecek olursak; tarımsal ürünlerin ve bunların kalıntılarının biyoekonomi için bir ham madde olarak öneminin giderek daha fazla farkına varılmaktadır. Biz Sumatrix olarak, sürdürülebilir ekonomi bilincinin oluşturulması ile endüstriyel meyve kaynaklı atıkların ekonomiye tekrar kazandırılması için bakterileri katma değeri yüksek biyomalzemeler üreten mikroskobik işçiler olarak kullanıyoruz. Bakterilerin tek hücreli organizmalar olarak basitliği, onların metabolik aktivitelerini yeniden kodlayarak metabolik süreçleri sırasında yüksek verimlilikte yüzde 100 saflıkta biyoselüloz üretmemizi sağlar. Türkiye’nin de içinde olduğu Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’ne (SKA) ve Paris İklim Anlaşması’na katkılarını hızlandırmayı hedeflemekteyiz. Benimsediğimiz döngüsel üretim sürecimizle (a) kaynakların kullanımında artan verimlilik ve temiz ve çevre dostu teknolojilerin ve süreçlerin daha fazla benimsenmesiyle, altyapının modernleştirilmesini ve endüstrilerin sürdürülebilir hale getirilmesi (SKA 9) ve (b) önleme, azaltma, geri dönüşüm ve yeniden kullanım yoluyla atık oluşumunu önemli ölçüde azaltma (SKA 12) hedefleri sağlamaktayız.

Ürün özelinde konuşmak gerekirse; ilk ürünümüz kozmetik, medikal, kağıt, tekstil, ambalaj ve farmasötik ürünler yapmak için kullanılabilen biyolojik olarak parçalanabilir, ultra-saf biyoselülozdur. Dünyamızı, büyük markaların her yıl 10 milyar hektarlık ormansızlaşmayı azaltmak için birçok alanda çevre dostu biyoselüloz kullandığı döngüsel bir ekonomiye doğru yönlendirme görevindeyiz. Değer yaratan ve çevre dostu biyomalzemeler üreterek yerel toplulukları güçlendirirken, çevreye yayılan kimyasalların ve CO2 emisyonlarının miktarını azaltmakla kalmıyor, sürdürülebilir biyoteknolojik üretim yöntemimizle küresel ölçekte bir atık yönetimi devrimi yaratıyoruz. Teknolojimiz, atık yöneticileri, tüketim malları şirketleri ve bireysel tüketiciler için sistemik zorlukları çözerek pazar talebi oluşturarak değer zincirindeki tüm paydaşlar için benzersiz faydalar yaratır.

İkinci ürünümüz Jellylose; özelleştirilmiş biyoselüloz bazlı, biyolojik olarak parçalanabilir, var olan dikey tarım sistemlerine adapte edilebilir hidrojel tabanlı bir bitki büyütme sustratıdır. Karbon ve su ayak izi azaltan teknolojimiz ile sürdürülebilirliği hedefliyoruz.

Buna ek olarak Sumatrix, HydroGelPonic sistemini yeni nesil süperhidrofilik hidrojel bazlı dikey tarım teknolojisi olarak geliştirdi. HydroGelPonic sistemi, girdileri ve ürün direncini optimize ederek, işletme giderlerini azaltarak mühendislik, yazılım ve biyoteknoloji ve üretimin sürdürülebilirliğini iyileştirir. HydroGelPonic sistemi, ister çölde, ister tuzlu bir arazide, tek odalı bir dairede, hatta bir uzay istasyonunda olsun herhangi bir yüzeyde yüksek kaliteli sebzeler yetiştirebilir.

Ayakları üzerinde duran bir kadın girişimci olarak özellikle çalışma hayatında zorluklarla karşılaştığınız durumlar oldu mu?

Bir kadın girişimci olarak zorluklarla karşılaşmadım. Bütün hayatım boyunca cinsiyetten çok fikir ve düşüncelerini net ve özgürce ifade eden, kararlı, çalışkan, analitik düşünen ve problemlere karşı çözüm odaklı yaklaşımım ile ön planda oldum. Konfor alanımdan çıkarak zihnimin sınırlarını zorlamayı tercih ederim. Bunu yaparken hayal ederim ve zihnimde hayallerimi gerçekleştirene kadar canlandırırım ve planlar oluştururum.

Çevrenizden yaptığınız bu girişiminiz ile ilgili nasıl tepkiler aldınız?

Girişimcilik, ihtiyaca sürdürülebilir çözümler üretmektir. Bunu yaparken döngüsel üretim çerçevesinde insana ve doğaya dokunmak girişimcilik hikâyemde büyük öneme sahip. Akademik çevremde birçok çalışma arkadaşıma ilham kaynağı oldum ve onlar da kendi şirketlerini kurarak Türkiye ekonomisine katma değeri yüksek teknolojik ürünler çıkarmak için yola çıktılar. Kendi öğrencilerime ve birçok üniversitenin davetlisi olarak seslendiğim öğrencilere bir kadın olarak akademik ve aynı zamanda girişimcilik hayatının evli ve çocuklu olarak sürdürülebileceğini gösterdim. Türkiye’nin selüloz üretiminde dışa bağlılığını azaltacak girişimiz özellikle selülozu ham madde olarak kullanan firmalar tarafından takip edilmekte ve iş birliklerinin oluşturulması aşamasındayız. Dikey tarım teknolojileri kullanan firmaların karbon ve su ayak izini azaltan hidrojel tabanlı bitki büyütme substratı, Jellylose ve uluslararası iş birliğinin oluşturulması aşamasındayız. Girişimcilikte yola tek başına çıkılır ama birlikte yürünür. Sumatrix ailesi olarak bize katılanlarla büyüyerek yolumuza devam edeceğiz.

Bu süreçte sizi destekleyen ya da olumsuz yönde etkileyen kişi veya olaylarla karşılaştınız mı?

Biyoteknoloji girişimi olduğumuz için bunun yatırımcı boyutunda kabul görmesi zorlandığımız konu oldu. Sosyal ve çevresel etki yaratan girişimimiz birçok yerel ve global kuluçka ve hızlandırıcı programlar tarafından kabul gördü ve davet edildi. EIT Food topluluğunun bir parçası olan Empowering Women in Agrifood (EWA) programına Türkiye’den kabul edilen 10 kadın girişimciden biri seçildik.

Üzerinde çalıştığınız yeni projeler var mı?

Son zamanlarda mantardan ve ananastan kombuchaya kadar plastik içermeyen vegan deri pazar talebi oluşmaya başladı. Deri endüstrisi, çevresel ve sosyal etkileriyle ilgili endişeler göz önüne alındığında, hakiki deri ve petrol bazlı deri benzeri malzemelerin yerini alabilecek alternatif malzemeler arayışında. Sumatrix biyoselüloz bazlı deri alternatifi olarak BacLeath’i piyasaya sürmek için hızla hazırlıklarını tamamlıyor. BacLeath'in sürdürülebilirlik kazanımları çok ümit vaadedici. Mikroorganizmalar kullanılırken arazi temizliği gerekmez ve su ikmali de gerekmez. Aslında BacLeath, bitki bazlı ve plastik bazlı deri alternatiflerine karşı kapsamlı olarak tasarlanmış bir biyomalzeme olacaktır.

KOSGEB ile ilgili düşünceleriniz nedir?

Ekonomik büyüme ve kalkınmanın sağlanmasında girişimciler önemli bir rol oynuyor.

Girişimcilik, bir işe başlama sürecinde fırsatların keşfedilmesi, değerlendirilmesi ve kullanılmasıdır. Bu sebeple girişimcilerin, ekonominin ve sosyal hayatın gelişimini etkileyen önemli işlevlere sahip olduğuna inanıyorum. Girişimciliğin doğasında risk alma, proaktiflik ve yenilikçilik var. Bu kapsamda girişimciliğin desteklenmesinin de ülke ekonomisine daha fazla katkı sağlayacağına inanıyorum. Bu bağlamda Türkiye'de girişimciliğin desteklenmesinde ve girişimcilik kültürünün geliştirilmesinde KOSGEB önemli bir rol oynamaktadır.

Aldığınız herhangi bir ödül var mı?

Turkey finalist in The Zurich Innovation Championship, Switzerland (2022).

Finalist in Advance Materials Competition, Germany (2022).

Became a Member of Innovation Network for Advanced Materials, Berlin (2022).

Selected #2 in Womenpreneurs4Turkey incubation program (2022).

Accepted Founder Boost Program (2022) & C3 Impact Accelerator Program (2022)

Hayallerinizden ve gelecek planlarınızdan bahseder misiniz?

Jellylose ürünümüzün uzayda bitki yetiştirilen bir ürün olarak görme hayalindeyiz. Bu hayale çok yakınız. Biyoselüloz ürünümüz ile bitki kaynaklı selüloza alternatif oluşturarak dünyamızı, büyük markaların her yıl 10 milyar hektarlık ormansızlaşmayı azaltmak için birçok alanda çevre dostu biyoselüloz kullandığı döngüsel bir ekonomiye doğru yönlendirme hayalindeyiz. Yerel meyve-sebze atıkları tekrar ekonomiye kazandırarak katma değeri yüksek ürünlere dönüşmesini sağlayarak selülozda dışa bağımlılığı azaltarak ‘sıfır atık’ üretim sürecimizle sürdürülebilir hedeflerine ulaşmayı umut ediyoruz.

Son olarak kadın girişimcilere tavsiyeleriniz neler olur? Özellikle kadınlara yönelik söyleyebileceğiniz bir fikir bir anekdot var mıdır?

Aslına bakarsanız çeşitli finansman yolları ve mentorluk fırsatları ile kadın girişimci olmak için daha iyi bir zaman olamaz. Bir fikri ve tutkusu olan bir kadınsanız, şimdi bu hızla genişleyen daireye dâhil olmak ve girişimciliğe atılmak için çok iyi bir zaman. Girişimcilik yolculuğunuza daha geniş bir açıdan bakın ve şu anda neler olup bittiğine takılıp kalmayın. Zorlukları, engelleri ara hedef olarak yorumlayın. Bu şekilde yalnızca uzun vadede daha fazla başarı elde etmekle kalmayacak, süreçten de çok daha fazla keyif alacaksınız.

Güncelleme Tarihi: 02 Aralık 2022